feribot macerası

Temel feribotla çıktığı mavi yolculuk sırasında büyük bir fırtınaya yakalanır ve şans eseri batan feribottan yalnızca iki kişi kurtulur. Temel ve diğer şanslı manken (çok güzel olduğu kadar dünyaca da ünlü) ıssız bir adaya ulaşabilirler. Issız bir adaya düşmüş olmak bir şanssızlık gibi görülse de Temel rüyalarında bile göremediği kadar güzel ve ünlü bir mankenle birlikte olmaktan hayli mutludur. Adada başka kimsenin olmayışı Temel’le ünlü manken arasında bir yakınlaşma ve daha sonrasında ise aşk ilişkisi başlatır.

İlk zamanlarda bu kadar güzel ve ünlü bir mankenle birlikte olmaktan hayli mutlu olan Temel zaman ilerledikçe mutsuzlaşmaya ve manken arkadaşından uzak durmaya başlar. Manken arkadaşı bu duruma bir anlam veremediği için Temel’e bu sessizliğinin nedenini sorar:

– Temel, neden benden kaçıyorsun, yoksa artık beni beğenmiyor musun?
– Yoo, seni çok beğeniyorum.
– Peki, o zaman neden benden uzak duruyorsun? Seni daha mutlu etmek için yapabileceğim bir şey varsa lütfen söyle…

Temel biraz düşünür ve:
– Evet var! Ama yapar mısın bilemem.
– Sen ne istersen yaparım, yeter ki iste!
– Peki, o zaman, git hemen benim elbiselerimden giy ve ayrıca kendine saçlarından takma bıyık ve sakal yapıp gel!

Temel’in bu isteğinin nedenini anlamayan güzel manken onu mutlu edeceği için bunu yapmak üzere Temel’in yanından ayrılır.

Bir zaman sonra erkek kıyafetleri içinde, sakallı ve bıyıklı olarak tıpkı bir erkek gibi Temel’in yanına gelen güzel mankenin yanına oturmasını ister ve başlar konuşmaya:
– Ula Dursun, hani ben geçenlerde ıssız bir adaya düştüydüm ya, la biliyor musun kimle düştüm o adaya. Bilmezsin tabi… Bak anlatayım! Hani dünyaca ünlü ve hepimizin hayran olduğu, rüyalarımızda bile göremeyeceğimiz manken vardı ya, onunla beraberdim. Ooooff oof! Bir bilsen ne kadar güzeldi…

(Temelin huysuzluğu ve manken arkadaşından ayrı durmasının nedeni yaşadıklarını paylaşma ihtiyacındanmış meğer…)