Amerika’da bir süpermarkette, müşteri yarım Kivi satın almak istiyor. Tezgâhtar ise, bunun mümkün olmadığını söylüyor. Aralarında kavga çıkar. Tezgahtar koşa koşa müdüre çıkıyor:
“Efendim, hayvanın biri yarım Kivi almak istiyor.” der demez şöyle bir arkasına dönünce ne görsün!
Müşteri arkasından gelmiş, ensesinde duruyor…
Tezgahtar hemen müşteriyi işaret ederek;
“Bu beyefendi de diğer yarısını almak istiyor, efendim…” diyor.
Müdür durumu anlıyor, adama yarım Kiviyi mecburen verip gönderiyorlar.
Müdür bir saat sonra tezgahtarı çağırtıyor:
– “Tebrik ederim, çok zeki davrandın, iyi idare ettin. Nerelisin sen?
– “Brezilyalıyım efendim…”
– “Amerika’ya niye geldin?”
– “Brezilya cazip bir yer değil efendim, orada insanlar ya fahişe, yada futbolcu olur”
Müdür şaşırmış;
– “Biliyor musun, benim karım da Brezilyalı… ”
– “Yaaa öyle mi, yenge hangi takımda futbol oynuyor?”
“Efendim, hayvanın biri yarım Kivi almak istiyor.” der demez şöyle bir arkasına dönünce ne görsün!
Müşteri arkasından gelmiş, ensesinde duruyor…
Tezgahtar hemen müşteriyi işaret ederek;
“Bu beyefendi de diğer yarısını almak istiyor, efendim…” diyor.
Müdür durumu anlıyor, adama yarım Kiviyi mecburen verip gönderiyorlar.
Müdür bir saat sonra tezgahtarı çağırtıyor:
– “Tebrik ederim, çok zeki davrandın, iyi idare ettin. Nerelisin sen?
– “Brezilyalıyım efendim…”
– “Amerika’ya niye geldin?”
– “Brezilya cazip bir yer değil efendim, orada insanlar ya fahişe, yada futbolcu olur”
Müdür şaşırmış;
– “Biliyor musun, benim karım da Brezilyalı… ”
– “Yaaa öyle mi, yenge hangi takımda futbol oynuyor?”