Peygamberimiz buyurdu ki:
مَا يُصِيبُ الْمُؤْمِنَ مِنْ وَصَبٍ، وَلَا نَصَبٍ، وَلَا سَقَمٍ، وَلَا حَزَنٍ حَتَّى الْهَمِّ يُهَمُّهُ، إِلَّا كُفِّرَ بِهِ مِنْ سَيِّئَاتِهِ
Mü'min bir kişiye bir ağrı, bir yorgunluk, bir hastalık, bir üzüntü isabet etse, hatta ayağına bir diken batsa bile, bunlar mü'minin bir kısım günahlarına keffaret olur.[5]
İbn Abbas, Ata b.EbiRebah’a; “Sana cennet ehlinden bir kadını göstereyim mi?” dedi. Ata; “Evet, göster” dedi. İbn Abbas; “İşte, şu siyah kadındır ki; bu kadın, Hz. Peygambere geldi ve ‘Sara hastalığım tutuyor ve üstüm başım açılıyor. İyileşmem için Allah’a dua edin’ dedi.
Rasulullah (sav); ‘İstersen sabreder, cennetlik olursun; istersen sana afiyet vermesi için Allah’a dua ederim’ dedi.
Bunun üzerine kadın; ‘O halde sabredeceğim. Ancak sara tuttuğu zaman üstümün başımın açılmaması için dua buyurunuz’ dedi. Hz. Peygamber de ona dua etti.”[6]
مَا يُصِيبُ الْمُؤْمِنَ مِنْ وَصَبٍ، وَلَا نَصَبٍ، وَلَا سَقَمٍ، وَلَا حَزَنٍ حَتَّى الْهَمِّ يُهَمُّهُ، إِلَّا كُفِّرَ بِهِ مِنْ سَيِّئَاتِهِ
Mü'min bir kişiye bir ağrı, bir yorgunluk, bir hastalık, bir üzüntü isabet etse, hatta ayağına bir diken batsa bile, bunlar mü'minin bir kısım günahlarına keffaret olur.[5]
İbn Abbas, Ata b.EbiRebah’a; “Sana cennet ehlinden bir kadını göstereyim mi?” dedi. Ata; “Evet, göster” dedi. İbn Abbas; “İşte, şu siyah kadındır ki; bu kadın, Hz. Peygambere geldi ve ‘Sara hastalığım tutuyor ve üstüm başım açılıyor. İyileşmem için Allah’a dua edin’ dedi.
Rasulullah (sav); ‘İstersen sabreder, cennetlik olursun; istersen sana afiyet vermesi için Allah’a dua ederim’ dedi.
Bunun üzerine kadın; ‘O halde sabredeceğim. Ancak sara tuttuğu zaman üstümün başımın açılmaması için dua buyurunuz’ dedi. Hz. Peygamber de ona dua etti.”[6]